Sevdiklerini göremeden de sevmeye devam edebiliyormuş insan. Bunu rahmetli anneannem ve dedemi kaybedeli yıllar olmasına rağmen onlara duydugum sevgimin hiç azalmadığını deneyimleyerek söylüyorum bugün.
Dostlarımız biz bir yakınımızı kaybettiğimizde ‘gidenle gidilmiyor’ derler. Yani sen yaşamaya devam edeceksin, hırpalama kendini bu kadar diyerek güç vermeye çalışırlar bize. Doğru, biz kalanlar yaşamaya devam ediyoruz. Ediyoruz da bizden gidenlerle, eksiklerimizle…
Bizler hayatı paylaştıklarımızla kendimizin farklı yönlerini keşfediyor, onu yaşamaya başlıyoruz aslında. Bizi biz yapan özelliklerimizi ortaya çıkarıyor yani sevdiklerimiz. Rahmetli ananem ve dedem beni hep kırılgan ve duygusal bir kız çocuğu gibi görürlerdi. Heralde o yapımdan ötürü fiziken de zayıf görürler ve kilo aldığım zamanlarda bile ‘süzülmüşsün yine kızım’ derlerdi. Her ikisi de ‘sarı kelebek’ diye severlerdi beni. Onlarla birlikteyken kendimi yaşımın kaç olduğu fark etmeksizin ipek gibi narin kanatlı kelebek sanardım…
Fark ettim ki beni sarı kelebek yapan o iki güzel insanı uğurladıktan sonra sarı kelebeği de, içimde o sözlerle mutlu olan torun olan beni de uğurlamışım ben. Ve onlarla birlikte giden çokça yanım olmuş. Kaybetmenin en zor yanı da buymuş sanırım.
Denildiği gibi gidenle gidilmiyor belki ama giden yanlarımız çok oluyor. Şimdi bana düşen ise, bana öğrettikleri değerler ile yaşamaya devam etmek.
Vesileyle dedem Hüseyin Özkan’ı ve ananem Ayşe Özkan’ı, diğer canım dedem Hakkı Özkan’ı sevgiyle anıyorum. Hayatta kalan tek sığınağımız babaannem Fatma Özkan’a da Allah’tan hayırlı sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Leave a Reply