Steve Jobs’un bir yazisini okuyordum gecenlerde işe alımdaki başarı kritelerlerine takıldı gözüm birden. Basariya ulasmis bir is adaminin hikayesi kiymetlidir her zaman benim icin. Insan kaynaklari alaninda calisan biri olarak ise alimda en cok rastladigimiz sorunlardan birisidir pozisyonun kapanma suresi. Bircok sirkette de KPI olarak konulur onumuze.
Ancak genelde ust duzey pozisyonlara verilen sure ve topeeans diger kademelerde verilmez. Kademesi dusuk pozisyonlar icin cok hizli kapansin istenir kadro ki operasyon durmasin. Ve fakat kadronun seviyesi ve departmani gozetmeksizin soyleyebilirim ki; bu surecin ciktisi, sirketin direk veya dolayli olarak basari endeksini etkiliyor. Sureci hizlandirmaya calisirken personel seciminde alinan hatali kararlar, grafigin anlik veya uzun vadeli dususune sebep oluyor. Kisaltilmaya calisilan ise alim sureleri ile baski altinda kalan insan kaynaklari ve yoneticilerin aldigi kararlar sirketin kamburu olacakken, dogru karar almak icin verilecek yeterli sure (kaybedilen olarak goruluyor genelde) yonetilebilir bir risk olacaktir.
Steve Jobs da sirket basarilarinda ise alim surecinin onem ve etkisinden soyle bahsetmis yazisinda;
“Tek başınıza bir şirket kurduğunuzu farz edin, bir ortak arayışındasınız. Doğru ortağı bulmak için çok zaman harcamaz mısınız? Neticede şirketinizin yarısı bu kişi olacak. Peki şirkete 3.,4., 10. kişiyi işe alırken neden durum farklı olsun? Sonuçta amacınız A oyuncuları bulmak değil mi? Neden şirketinizin %10, %20’si veya 30’unun o kadar da parlak olmamasına göz yumasınız ki?”.
Velhasıl ‘işe alımda da KPI’ları doğru belirlemek gerekir’ der, meslektaslarima kolayliklar dilerim.
Leave a Reply