Sevdiklerinize sımsıkı sarılın.
Biliyorum hepimiz çok yoğunuz, ajandalarımız dolu, yapacak çok iş var ve zaman hep bir sonraki işimiz için hızla akıyor. Çünkü hayat bunu gerektiriyor değil mi? -Evet! dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız da öyle hızlı geçiyorki zaman, sanki sabah uyanmamızla, akşam olmuş ansızın. Yapmak istediklerimizin hiçbiri yetişmemiş, ve yine zaman çelme takmış gibi bize. Böyle tuhaftır hissedilen; yapmak istenenler ve yetmeyen zaman arasında.
Ben de bir zamanlar geç saatlere kadar mesaiye kalır, ardından sabah daha erken mesaiye gider, haftasonunda birkaç aktivite gerçekleştirir, birşeyleri sürekli yetiştirmeye çalışırdım. Yetiştirdiğimde mutlu olur, işimden eve dönüşlerimde sevdiklerimi telefon aramalarıma sıkıştırırdım bu çok yoğun zamanlarda. Çok özlediğimi söylerdim, ilk fırsatta da görmeye çalışırdım. Hepimiz çalışıyoruz, okuyoruz, üretiyoruz, kendi işimizi yapıyoruz, çocuklarımızı büyütürken elinden tutuyoruz, hastalarımıza bakıyoruz. Kendimizce uğraşlarımız var anlaşılan.
Daha önce fark yaratma sırası sende isimli yazımda bahsetmiştim, dünyaya geldiysek bir potansiyeliz aslında yapmak istediklerimiz için. Yarın bir daha olmayacakmış gibi heyecanla başarıya koşmak veya daha çok para kazanmak birçoğumuzun amacı. Ancak telaşla ve hırsla farkında olmadan sağa sola çarpmak hatta bazen de varacağımız yere ulaşamamak birçoğumuzun yaptığı.
Başarıya fazlasıyla ulaşanlardan birisi de Steve Jobs. Ailecek evlerimizi donatan Apple ürünlerinin hastasıyız, doğrudur. 😊 Jobs, estetik duruşuyla göz doyuran ve hızıyla bugün dünyaya büyük katkı sağlayan bu ürünlerin baş mimarı bildiğimiz üzere. Başarısını görmezden gelmek mümkün değil. Ancak bunca başarıya rağmen vefatından sonra bugün hayatını anlatan filmde (Steve Jobs,2015), insan olarak kaybettiklerine değinmekten de çekinmiyoruz. Birçok film eleştirmeninin söylemi gibi aslında bunu kendisine yapılan bir haksızlık olarak da görmüyorum ben. Tam aksine izleyiciye önemli bir mesaj gönderme amacında olduğunu düşünüyorum ya da ben öyle algılıyorum diyelim.
Yolumuzda giderken dostlarımızı nasıl kırıp döktüğümüz, sıkıca elinden tutup beraber yürümemiz gerekenler, yük olarak gördüğümüz ailemize yaptığımız haksızlık gibi insani bir çok mesajı alabilirsiniz bu filmde. Hatta Steve Jobs’ın vefatından önceki son sözlerinde de bunu içtenlikle okuyabilirsiniz. Detaylı içeriği yazımın sonunda paylaşıcam ancak kısa ve öz değinmek gerekirse; “Kazandığım zenginliği ve varlığı birlikte götüremiyorum. Birlikte götürebildiğim tek şey sevginin oluşturduğu hatıralarım. Sizinle birlikte olan, size güç veren ve size yola devam etmeniz için ışık veren gerçek zenginlik işte bu sevgi dolu hatıralar. …Ailenizin, eşinizin ve dostlarınızın sevgilerine değer verin. Diğer insanlara şevkat gösterin.”
Aslında tüm potansiyel başarılarımıza ilaveten insan olarak da arkamızda bıraktıklarımızın önemli olduğuna inanıyorum ben. Her sabah yeni doğan güneş yapacaklar listemizi yenilemek için bir şans daha veriyorken bize, verilen şansı ne kadar değerlendirdirebiliyorsak o kadar şanslıyız demektir. Listemizde sevdiklerimizi görmek, onlarla konuşmak yoksa ekleyelim derim gecikmeden. Eğer zaten listenizdelerse ne mutlu size ve onlara.
Kendime ve size söyleyebileceğim tek şey sevdiklerinize zaman ayırın, onlara sımsıkı sarılın. Çünkü dünyanın bu sevgi dolu enerjiye ihtiyacı var.💙
Steve Jobs’un Son Sözleri;
“İş dünyasında başarının zirvesine ulaştım. Diğerlerinin gözünde hayatım mükemmel bir başarı misaliydi. Gel gör ki, iş dışında çok az mutluluğum oldu. Sonuçta, maddî zenginlik hayatımın gerçek bir parçasıydı, artık alışmış olduğum. Şu anda, hasta yatağında yatarken ve bütün hayatımı hatırlayıp gözden geçirirken fark ediyorum ki; o kadar gurur duyduğum herkes tarafından tanınma, takdir edilme ve bu maddî zenginlik, yaklaşan ölümle soluyor ve anlamını yitiriyor. Karanlığın ortasında yaşam destek ünitelerinden çıkan yeşil ışıklara bakıyor, onların mekanik seslerini işitiyorum, ölümün nefesinin giderek yaklaştığını hissediyorum.
Artık biliyorum ki; hayatımızı idâme ettirecek kadar maddiyata ulaştığımızda maddiyatla alakası olmayan meselelerin peşinden gitmeliyiz. Maddiyattan daha önemlidir, olmalıdır bu meseleler. Belki ilişkilerimiz, belki sanat, belki de daha genç olduğumuz zamanlardan bir rüya, bir emel. Hiç durmaksızın maddiyat peşinde koşmak bir insanı yoldan çıkmış bir varlığa dönüştürür, aynı benim gibi.
Tanrı bize hisleri diğer tüm insanların kalbindeki sevgiyi hissedebilmemiz için verdi, maddiyatın bizi uyutarak yönlendirdiği yanlış algılar için değil. Ömrüm boyunca kazandığım paraları yanımda götüremem, götürebileceğim sadece sevgiyle beslenmiş hatıralarım.İşte bunlar gerçek zenginliğin, senin yanında hep kalacak olan, sana devam etmen için güç ve ışık verecek olan.
Sevgi bin kilometre boyunca gidebilir. Hayatın sınırı yoktur. Arzu ettiğin yere kadar git. Yükselmek istediğin kadar yüksel. Hepsi senin yüreğinde ve ellerinde. Dünyadaki en pahalı yatak hangi yataktır? ”Hasta yatağı.”
Arabanı sürmesi için bir adamın olabilir, sana para kazandıracak insanların olabilir, ama senin için hastalığını yaşayacak kimseyi bulamazsın. Kaybedilen maddiyat tekrar elde edilebilir. Ama kaybettiğinde tekrar elde edemeyeceğin bir şey var: Hayat. Biri ameliyat odasına girdiğinde bitirmesi gereken bir kitap olduğunu farkeder: ”Sağlıklı Yaşam Kitabı”.
Şu anda hayatın hangi aşamasında olursak olalım, zamanı geldiğinde perde inecek. Ailene, eşine, arkadaşlarına duyduğun sevgindir asıl hazinen. Kendinle iyi geçin. Diğerlerini daima sev ve şefkat et.”
Leave a Reply