İlk evlilik yıldönümümüzün süprizinden çıktı, güzel Toskana✨
Bu kez organizasyonda ben hiç birşeye dahil olmadım, eşimin ikimiz için hazırladığı programın tadını çıkarttım. Ancak O da beni o kadar iyi tanıyor ki, kendim de rota belirlesem ancak bu kadar benzer olurdu. Tabi zevklerimizin bazen benzerliği işimizi karşılıklı kolaylaştırıyor.
Toskana’da yemyeşil bahçelere, ortaçağ şehirlerine, şaraba ve peynire doydum, çok net. Bir de phantom4 cihazının evimize yeni alınmış olmasının ve yeni çekimler yapma isteğimizin heyecanı vardı üzerimde o duyguyu da doyasıya yaşadım, yaşadık. İlk çekimler ve düzenlemeler için de fena değildik be yahu.
Konakladığımız bölgenin güzelliğini gördükçe rotamızda mini bir değişiklik yaptık. Bir gün Floransa gezisi vardı pşanda onu başka bir zamana erteledik. Daha önce French Riviera seyahatinde Pisa’ya, Floransa’ya uğramıştık ve Duomo o muhteşem mimariyle gece ışıklandırmasıyla büyülemişti beni. Tarih kokan sokaklara en az bir iki gün ayırıp ona göre plan yapmalı diyorum.
Ve bu seyahate gelince, Mayıs sonunda haftasonuna denk geldi gidişimiz ve uçuşumuz da İstanbul’dan Bologna Havaalanı’naydı. Havalanına iner inmez daha önce rezerve edilen kiralık arabamızı havaalanından teslim aldık. Çok gezeceğimiz seyahatlerde araba kiralıyoruz, bu bölgede şehirlerarası mesafeler de arabayla bir-bir buçuk saat olduğundan size de tavsiye ediyorum. Açıkçası araba ile istediğin yerde durup manzarayı izleme, fotoğraf çekme şansın oluyor ve günü de toplu taşımada geçirmek istemiyorsanız ekleyin bunu da bütçeye derim. Ben fiyat belirtmeyeceğim, Avrupa ülkelerinde geniş fiyat aralığında kiralık araç bulabilirsiniz, birçok bütçeye uygun alternatifler var.
Bizim rota Bologna’dan Sinalunga’ya doğruydu, rötardan ötürü çokça acıkmıştık ve yol da otoban olduğundan pek alternatif yoktu. Böylece İtalya’daki ilk yemeğimizi Auto Grill denilen genelde Avrupa otobanlarında göreceğiniz tarzda biryerde yedik. Eşim steak, ben de pesto soslu el yapımı makarnalarından yedim. Pek de fena değildi ama İtalyan yemeklerini daha özenle seçtiğimiz yerlerde yemek istediğimizden tatmin edici olmadı. Siz siz olun yemek işini daha şehir içi yerlere yakınken hallediverin, bizim gibi yapmayın.
Velhasıl karnımız doyduğuna göre akşamüstünü de bulmuşken yolumuza devam ettik. Yol boyu sağımız solumuz yeşilin tüm tonlarıyla donatılmıştı. Evler rengarenk değillerdi ama -ne fark eder ki? evlerin turuncumsu görüntüsü yeşilliğe tatlı bir ahenk katıyordu. Bahçeler ise burada yaşayan insanların hem kendilerine, hem de doğaya olan saygılarının bir göstergesiydi adeta; muntazam ve detaylıca düşünülmüş. Hele o şatolar ve şato gibi görülen evler yok mu, bakmaya doyamadım. Hayallerimde prens ve prensesi yerleştirip hikayelerini bile yaşattım kafamda. Samanlık balyalarının toplandığı saman balyaları ne kadar güzel görünebilir ki göze? O kadar düzen içinde yek ahenk dizilmişlerdi ki kafama koymuş aralarında koşacaktım ve koştum da.(samanlık seyran postumdaki videoda izleyebilirsiniz dilerseniz)
Birkaç saatlik yolculuğun ardından Sinalunga’da Locanda dell’Amorosa Hotel’e vardık. Tek kelimeyle muhteşem bir yer. Ne aradığınıza bağlı olarak değişir muhakkak ama bizim tüm beklentilerimizi karşıladı. Benim phantom4 ile çekim hayallerimde iki tarafı selvi ağaçlı yol vardı, otele de giriş tam böyleydi, eşim bu detayları da düşünmüş sağolsun. İçeri girdiğimizde yemyeşil bir avlu, taş evler, limon ağaçları, rengarenk çiçekler karşıladı bizi. Hemen valizleri bıraktım ve bahçeye koştum. Bildiğin küçük bir köy gibiydi. Aşağıdaki restoran, biraz ileride başka birilerinin kaldığı başka bahçelikli ev, avluya bakan şarap evi, biraz yürüdüğünde de üzüm bağları ve Toskana’nın müthiş manzarasın bakan havuzu çok yalın ve keyif vericiydi. O kadar gezinmişiz ki otel alanında, epey geç olmuş farkında olmamışız.
Resepsiyondaki güleryüzlü İtalyan arkadaşımıza dedik, “nereyi tavsiye edersin bu saatte?” diye. Çünkü biz çılgınca gezinirken otelde restoran ve şarap evi kapanmıştı. O da sağolsun isterseniz dışarıdan şarap alıp avlunun tadını çıkartabilirsiniz, isterseniz de Cortona’ya gidebilirsiniz dedi. Biz de atladık arabaya Cortona’ya gittik. Girişte park ettik arabayı ve etrafı çevrili şehrin içerisine yayan girdik. Öğrenecektik ki burada hep böyle olacak bundan sonra, şehirlerin girişine park edecek içlerini yürüyeceksin. Sadece şehrin içinde yaşayanlar arabalarıyla merkezi alana giriyorlar. Sokaklarda yürümeseydik hiçbir zevki olmazdı zaten, çok da iyi düşünülmüş kanımca. Cumartesi hareketliliğindeydi sokaklar ve heryer genç kaynıyordu. Taksiyle gidememenin üzüntüsü vardı üzerimizde ama yine de biz ara sokakların tadını bol bol çıkarttık. (otel herhangi bir şehrin merkezinde olmadığı için taksiler sizi bırakıp geri dönmüyor ve orada sizi bekliyor. Tabi rakamlar da çok büyüyor, biz uygun bulmadık.
Restoranlar haricinde küçük küçük şarap dükkanlarının önlerinde masalar atılı; tadım yapıyor, dilediğiniz gibi atıştırıyor, şarap-peynirinizi seçip müzik eşliğinde takılabiliyorsunuz. Otelden araba ile çıktığımız ve yol da 30-40 dakika sürdüğü için biz tadımlarımızı yapıp, biraz müziğin tadını çıkartıp, otelin avlusuna koştuk. İlk gün kısa olmasına rağmen çok keyifliydi. Ertesi sabah, kahvaltıya erken inen Avrupalı’lar gibi değildik, sonunu zor yakaladık. Eminim o avlu da skim olsa sabaha kadar oturmak isterdi.
İlk rota Siena’ydı ve yine şehrin girişinde arabayı park ederek, yukarı doğru yürüdük. Piezza Del Campo meydanına çıktığımızda ara sokakları gezmekten yorulmuş ve acıkmış haldeydik. Restoranlara dayanamayıp yemek yemeye karar verdik. İtalya’da pizza yeme fırsatı kaçmazdı ve iyi ki de pizza için bu restoranı tercih etmiştik. Pizza seviyorsanız La Costa’da yiyebilirsiniz. Karınlar doyduğuna göre gezmeye devam. Siena Katedralini’ de gezmek gerekiyordu size mutlaka görmelisiniz diyeceklerim arasındadır. Artık arabaya gidiş vaktiydi, yorgunduk ve dönüş yoluna çıkmalıydık.
Akşam yemeğinde otelin şarap evi ve restoranında olmak istiyorduk. Hem farklı peynirler denemek hem de kendimize dönüş için uygun peynirleri belirlemek istedik. Bu arada bu otelde kalmasanız dahi yakınsa konaklama yeriniz restoranlarını tavsiye ederim.👈🏼 Geceyi böylece sonlandırmış olduk.
Ertesi sabah hızlı bir kahvaltı sonrası San Gimignano’ya gittik. Geçen yıl tam da bugün evlenmiştik biz ve farklı heyecanlar yaşıyorduk, bir yandan gezip bir yandan anıları tazeledik. Şehrin içi, ara sokakları, ayakkabı ve elbise mağazaları, hediyelikçiler, şarap tadım dükkanları hepsini talan ettik. Tek yapmanız gereken şehrin girişinde arabanızı park etmek ve yukarı doğru bazen de ara sokaklara girerek yürümek. San Gimignano aslında Toskana’yı genel olarak tanımak isteyenler için görülmesi gereken en önemli şehirlerden birisi diye düşünüyorum. Bir yandan ortaçağ şehrini gezerken diğer yandan zeytin ağaçları, üzüm bağlarını seyretme imkanınız oluyor.
Yıldönümümüze özel olarak, özel bir restoran seçmek istedik; Ristorante Bel Soggiorno. Çok kalabalıktı ama bir o kadar dingindi içerisi. Ufak bir koridordan geçtik ve bizi yemyeşil bir bağ bahçe manzarası karşıladı. Camekanla çevrili bir restorant ve komple zeytin ağaçlarına, kenarından biraz şehirin kıyısına bakan bir mekan. Biz de cam dibinde oturmanın ve güzel yemeğin keyfini çıkarttık eşimle. Etin lezzetiyle şarabın tadıyla enfes bir yemekti ve ben de kırmızı et ve şarap sevenlere bu restorantı mutlaka tavsiye ediyorum.👈🏼
San Gimignano’yaoskana!nın kuleler şehri de deniliyor. Buraya kadar gelmişken 50 mt civarı olan Torre Grossa Kulesi’ne çıkmadan olmazdı. (kuleye giriş ücretliydi) Tepede hem şehri tepeden görüyor hem de yine yemyeşil bir doğa güzelliği görüyorsunuz ilginizi çekerse.
O kadar yürüyüş ve kuleye tırmanmaya rağmen karnımız çok toktu ama nasıl yedik bilmiyorum ama dondurmamızı da yedik itiraf ee-diyorum. Eşimin de benim de fikrim şudur ki, bugüne kadar yediğimiz en iyi dondurmaydı. Gelateria Dondori’yi de mutlaka tavsiye ediyorum.👈🏼
Görev tamamlanmıştı ve rotamız Monteriggioni’ydi bu defa. Gezip görmek ve çekim yapmak için en heyecanlandığımız şehirdi. Girişte minik bir köy meydanı ve kilise karşıladı bizi ve yine bir Gellato’cu. 🙂 Minicik ve en fazla bir saatinizi alabilecek bir yer burası. Çok şirin çiçeklerle süslü taş evler var. Şehir sur ile çevrili ve girişte para ödeyip surların kenarındaki bölüme çıkabiliyor, şehrin içini ve dışını tepeden görebiliyorsunuz. Çok kalabalık değildi, özellikle San Gimignano ile kıyaslarsak boş denebilecek kadar az insan vardı. Burayı da gezip gördük ve çekimimizi tamamlayıp otel yoluna düştük.
Otelin havuzunun ve restoranının tadını çıkardık. Yine akşam yemeğimiz için de keyifle burada kalmayı tercih ettik. Ve küçük bir sır eşimin benim için bahçeden topladığı çiçekleri bana usulca uzatması en güzel andı şu seyahatte. Süprizler en güzel duyguları bırakıyor insanda… Tamam tamam duygusallığa girmiyorum hemen. 🙂
Restoranın özel peynir çeşitleri ile başladık geceye ve pesto soslu makarna, salata ve creme brulee ile sonlandırdık geceyi, herşey enfesti. Otelin tadım menüsü ise bir başka güzeldi yolunuz düşerse ayrıca tavsiye ederim.👈🏼
Ve son gün sendromu başladı ertesi sabah. Biraz havuz keyfi yapıp, yine dayanamayıp azıcık gezinip mini köyümüzü, seyahati sonlandırmak üzere Bologna Havaalanı’na doğru yola çıktık.
Araba ile yolculuğu, fotoğraf çekmeyi, doğanın güzelliğini sevenler, şarap ve peyniri yerinde yemek isteyenler için muhteşem bir bölge Toskana, tavsiye ederim.👈🏼
Neyse işte diyeceğim şu ki ne yollar bitseydi, ne de çekimler ve fakat her biten şey gibi o da bize kattıkları ile güzel bir tecrübe olarak son buldu.
Keyifli okumalar ve iyi seyirler.
Şehirlerin phantom4 ile çekimi.
Locanda dell’Amorosa Hotel, Sinalunga.
Orçun ile ben, otelin bahçesinde.
Locanda dell’Amorosa Restaurant’ta kahvaltı.
Siena şehir girişi. Orçun’u henüz seyahatin başında çıldırttım sanırım. 🙂
Siena’da manzarayı seyredalan ben.
Bizim pizzacı 🙂 La Costa, Siena.
Minik dükkanlardan birisi, San Gimignano
Azıcık alışveriş 🙂 San Gimignano
Bizim dondurmacıda kuyruktayken:) Gelateria Dondori, San Gimignano
Orçun ile, Monteriggioni Meydanı
Surlara çıkılan bölge, Monteriggioni
Orçun ile surlarda, Monteriggioni
Yıldönümü öğle yemeği, Ristorante Bel Soggiorno, San Gimignano (Esas fotomuz garson tarafından pek karanlık çekildiğinden paylaşamadım. Ancak bu kadar görüntümüz var.)
Peynir tabağımız, Locanda dell’Amorosa
Peynir tabağımız, Locanda dell’Amorosa
Yıldönümü akşamı Orçun ile otelin bahçesi, Locanda dell’Amorosa
Yıldönümü akşamı üzüm bağlarında ben, Locanda dell’Amorosa
Yıldönümü akşamı Orçun, Locanda dell’Amorosa
Yıldönümü akşamı Orçun ile, Locanda dell’Amorosa
Samanlık seyran modu, Sinalunga
Leave a Reply