Derler ya “kapıların biri kapanır, diğeri açılır” diye, bizim de yollar öyle oldu bu defa. Birisi biterken, ardından diğer uğrak yerleri geldi. 🙂 Yola çıkmadan bol bol seyahat blogları okurum ve Como’ya gidilecek en güzel mevsimin ilk bahar veya yaz olduğu da okuduklarım arasındaydı. Vardığımız günlerde bizi ıssız kasaba ve yolların beklediğini biliyordum. Ancak bu kadar yakından geçerken uğramamak mümkün müydü? Hayır tabi ki 🙂
Google Map veya Yandex üzerinde St Mortiz’den Milano’ya gidiş yolunu çizdiğinizde göl sağınızda biraz mesafe ile kalıyor. Böyle olunca gölün kıyısına erişmek için bir bölgeyi seçmeniz gerekiyor. Aslında gölü merkez noktadan görebilmek için en uğranılası yer, gölün merkezine doğru olan Bellagio‘ydu. Ve fakat gölün kıyısından sonuna doğru gidip içeri doğru girmek gerekiyordu ki bizim niyetimiz Milano’ya çok da geç olmadan varmaktı. Ondan sebep Varenna’yı tercih ettik ve en fazla 15-20 dakika kadar yolumuzdan sapmış olduk.
Bu küçük köyde arabayı merkezde bulunan otoparka park edip ve ara sokaklarından göl kenarına yürüdük. Burası Portofino’nun sokaklarını hatırlattı bize. Dokusu farklı ama doğanın sundukları epey benzerdi. Kıyıya vardığımızda tam bir sahil kasabası dedirtti. Yazları şenlik havası belli ki, kışın sessiz sakin.
Varenna meydanında bulunan kilise
Varenna’da kıyıya inen ara sokaklar
İnternetten yüksek not almış, bloglarda adı geçmiş bir kafenin adını belirledik önce. Ancak bizi tam da indiğimiz sokağın sonunda beyaz sandalyeleri ile Bar II Molo karşıladı ve belirlediğimiz kafeden vazgeçerek buraya yerleştik.
Hava dışarıda oturmak için gayet güzeldi ve hemen Margarita pizza siparişlerini verdik. Öyle harika bir pizza değildi ama fena da değildi. Biraz bizim fazla kavrulmuş pide kıvamındaydı pizzanın hamuru. 🙂
Bar II Molo Cafe Restoran
Varenna’dan Como Gölü
Burada öğle yemeğimizi yedikten sonra dronu uçurduk ve gölün görüntülerini aldık. Akabinde yürüyüşle tekrar ara sokakları gezip arabaya ilerledik. Tam da otoparka varmak üzereyken büyük bir turist grubu geldi. Anladık ki bu köy de okuduğumuz gibi gayet ilgi çeken bir İtalyan köyüymüş.
Biraz daha havanın güneşli olduğu zamanda gidilmesini tavsiye ederim. Bir gece kalınıp diğer köyleri gezmek, kıyıda çay kahve bira şarap keyfi yapmak, göl üzerinde vapur sefası yapmak, göl kenarında bisiklet sürmek gibi keyifler için ideal bir yer.
Ve bölyece bu uğrak yerini de tamamlamış olduk.
Şimdi gelsin Milano 🙂
Not: Burayla ilgili videoyu daha sonra paylaşacağım.
Leave a Reply